28 Ağustos 2009 Cuma

...

Ağrılı bir sabaha uyandım. Dün gece gayet iyiydim oysa. Başımdaki ağırlıktan kurtuldum derken, farklı ağrılar beliriyor vücudumda. Oruçlu olmanın verdiği rehavete yoruyorum. Aniden gelen mide bulantılarına yüz çeviriyorum yoklarmış gibi. Gece açık kalan cama küfrediyorum ve kuzenimle paylaşmak zorunda kaldığım pikeye :\ Koca evde başka pike yokmuş gibi sarılıyorum ya ona, anlayamıyorum işte kendimi. Heyecan bu diyorum, ayaklarının açıkta kalması. Rüzgarın parmak uçlarını öpüp, kaçması... Boynumdaki ağırlıkla daha yavaş işliyor parmaklarım. Günü sağlam çıkarmaya odaklandım. İftarı farklı şekillerde açabilirim haha..
Hayatın yaşamaya değer olduğunu avuçlarında gördüm, onları öptüm öptüm, öptüm.
Üzerimde taşıyamıyor olduğum bir ağırlık var. Nereye gitsem orada, ne duysam o... Göz kapaklarımın kapanmak için ısrarını hissedebiliyorum. Canlı olan hislerim, benim güzel hislerim. Daha dün beni hüngür hüngür ağlatıyordun. Bugün cayır cayır yakıyorsun ateşinle. Neden? Öğreniyorken, tanırken seni, kavurmak mıydı niyetin beni?
Ahh yaradan, dayanması zor bir kadere teslim oldum. Bir ben, bir ben daha oldum. Kendimi yollara vurdum biçare. Şelalende akmak, çağlamak istiyorum ben de diğerleri gibi.
Ahh yaradan sitemlerimle yoğur beni..